Kredi harcaması Türkiye’de son dönemlerde oldukça sıklıkla yapılan bir işlemdir. Ancak borçların ödenmemesi ya da farklı sebeplerden dolayı takibe düşen kredi gibi durumlar söz konusu olabilmektedir. Bu durum ortaya çıktığı zaman vatandaşlar strese girer ve ne yapacağını bilemeyebilir. Ancak kişi bu konu hakkında detaylı bilgi sahibi olursa herhangi bir problem yaşanmaz.
Yasal Takip Nedir?
Yasal takip işlemleri genel anlamda kredilerin tüm ürünlerdeki gecikmeler sonucunda banka tarafından başlatılmış olan bir süreçtir. Takip işlemi uygulaması için daha önceden belirlenmiş olan bir vaktin geçmesi gerekir. Ancak bu vakit içerisinde borç hala ödenmediyse bu gibi durumlarda yasal takip süreci başlar. Gecikmeler genel anlamda 1- 2 aylık bir dönemde oluyorsa bu gibi durumlarda sadece kredi notuna etki etmektedir. Bu duruma da yasal takip denilmektedir.
İdari takip durumunda olan bankalar müşteriyle birebir görüşerek borcun yapılandırılmasını teklif edebilmektedir. Teklif edilen yapılandırmalar genel anlamda 12 aylık bir zaman dilimine yayılır. Tüketiciler tüm borcu ödemek yerine yalnızca 12 aylık zamanı gelmiş olan yapılandırmayı kabul etmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli kriter ödeme yapılmaması gibi bir durum söz konusu olduğu zaman tüm borcun direkt olarak anapara sayılacağıdır. 12 aylık olan periyot açısından ise tüketicilere faiz uygulanır.
Yasal Takip Borcu Nedir?
Krediler geç ödenirse eğer bu durumda geçmiş dönemlerde çıkartılan gecikme faizi de yüksek faizler tüketicileri büyük bir şekilde zor durumda bırakır. Bununla beraber bazı kanunlar düzenlenmiştir. Bu değişiklik ile beraber temerrüt faizlerinin sözleşme içerisinde yer alan faiz oranının yaklaşık yüzde otuzundan daha yüksek olabilmesi imkansız bir hale gelmiştir.
Faiz artışı ile beraber çekilmiş olan faiz oranı ve kredi ifade edilir.. Kısacası kredi aslında %1 oranında çekildiyse banka tüketiciye maksimum 1.30 oranlarında bir faiz uygulama hakkına sahiptir. Aynı zamanda aylık gecikme sürecinden sonra yaşanan takip aşamasında bankayla anlaşmama veya bankanın bu süreç içerisinde tüketiciye uygulamaması durumunda müşterinin 7 gün içinde tüm borcu ödemesi istenen bir ihbarname gönderir. Eğer 7 gün içerisinde borç ödenmezse ya da çeşitli gerekçeler ile borca itiraz edilmezse bu durumda banka tüketici hakkında bir yasal işlem başlatır. Bu sürecin sonunda ise tüketiciye ait yasal takip borcu oluşur.
Yasal Takip Nasıl İşler?
Yasal takip süreci bankalar tarafından başlatılır. Ödenmemiş borçlar sebebiyle yasal takip başlatılırsa banka müşterinin en kısa sürede borçlarına ödemesini talep eder. Yasal takip sonrasındaki dönemde kredi kartı talep etme ya da kredi alma engellenebilir. Bu durumda takibe düşen kredi süreci denilmektedir. Bu süreç içerisinde banka tarafından verilen tüm borçlar ödenmelidir. Aynı zamanda banka ile iletişime geçilerek söz konusu olan bankanın politikası varsa borçların yapılandırılması talep edilebilir.
Yasal takibe düşmüş olan borcun ödenmemesi gibi bir durum olursa borç miktarı üzerine faiz uygulamaları yapılabilmektedir. Bu da borcun sürekli olarak artırır. Hala ödenmedi taktirde banka icra yolu ile borcun ederi kadar mala el koyabilir. Eğer konut kredisi çekildiyse mülke ipotek yapılabilmektedir. Takibe düşen kredi için yasal takibin kaldırılması söz konusu değildir. Eğer borçlar 90 gün içerisinde ödenmezse kişi kara listeye alınır. Kişinin yasal takibine düşmüş olan borçlar tamamen kapatılırsa eğer sicilin temizlenmesi için beş sene geçmesi gerekir. Daha sonra kişi istediği yüksek miktarlarda kredi çekemeyebilir. Aynı zamanda bu süreç içinde kişi yüksek bir limitine sahip olan kredi kartını da bankadan isteyemeyebilir.