Ekonomik Anlaşma: Barış Anlaşması İstemeyen Liderle Zorluklar
Dış politika ve ekonomi arasındaki ince çizgi, son zamanlarda ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenski arasındaki gergin görüşmeyle bir kez daha belirginleşti. Bloomberg televizyonuna verdiği röportajda Scott Bessent, Oval Ofis’te yaşanan bu olayı “diplomatik açıdan tarihin en büyük kendi kalesine atılan gollerinden biri” olarak nitelendirdi.
Bessent, “Barış anlaşması yapmak istemeyen bir liderle ekonomik bir anlaşma yapmak çok zor.” sözleriyle iki lider arasındaki gerilimi vurgularken, Zelenski’nin Amerikan halkına saygısızlık ettiğini savundu. “Buraya gelip bu şekilde davranması kabul edilemezdi.” diyen Bessent, bu durumun kamuoyuna yansımasının nasıl olacağını merakla beklediğini ifade etti.
ABD Hazine Bakanı Bessent, Zelenski ile müzakerelerin devam edip etmeyeceğinin tamamen Başkan Trump’a bağlı olduğunu belirtti. Ancak, “Tarifeler gelir getirmeye devam edecek.” dedi ve ülkenin açığını düşürmede tarife gelirlerinin önemli bir rol oynayacağını vurguladı.
Çin’e yönelik tarifelerin uygulanmasından bu yana önemli miktarda gelir elde edildiğini belirten Bessent, Meksika ve Kanada’nın da benzer adımlar atması gerektiğini söyledi. Böylece Kuzey Amerika’nın Çin’den gelen ithalat baskısına karşı korunabileceğini savundu.
Uzun vadeli devlet tahvili faizlerinin düşmesinin enflasyonun seyrini etkileyeceğini belirten Bessent, gelecekteki ekonomik gelişmeleri de değerlendirdi. Devlet harcamalarını azaltıp özel sektörü canlandırmayı hedeflediklerini açıklayan Bessent, “6-12 ay içinde ‘Trump ekonomisi’ başlayabilir.” dedi ve geleceğe dair iyimser bir bakış açısı sergiledi.
Bessent’in analizlerine göre, vergi indirimlerini öngören bütçe tasarısının geçmesi durumunda ekonomide olumlu gelişmelerin yaşanabileceğini belirtti. Mortgage faizleri ve tahvil faizlerinin ilişkisine de değinen Bessent, konut piyasasının sıkışık olduğunu ancak yakın gelecekte düzelebileceğini öngördü.
Sonuç olarak, Bessent’in açıklamaları ABD’nin ekonomik politikaları ve dış ilişkileri açısından önemli ipuçları sunuyor. Liderler arasındaki görüşmelerin ekonomiye etkisi ve geleceğe dair öngörüler, uluslararası ilişkiler ve ticaret açısından dikkate alınması gereken konular olarak öne çıkıyor. Her adımın büyük bir dikkatle analiz edilmesi ve geleceğin belirlenmesine katkı sağlaması bekleniyor.